7 Haziran 2008 Cumartesi

THE RELOCATION LAW - YER DEĞİŞTİRME (TEHCİR) KANUNU

THE RELOCATION LAW

“Temporary Law on the Measures Implemented by the Military against those Opposing the Government Implementations at Wartime” also known as “Immigration Law-Tehcir Law” was resolved on 27 May 1915. (1) The Law was published in the Official Gazette of the time, Takvim-i Vekayi, on 1 June 1915 and came into force. (2)

Article 1 of the before mentioned temporary law authorizes, the commanders of the Army, Army-corps and Divisions to take military measures against those opposing government orders, country’s defense, and the protection of peace; and against those organizing armed attacks and resistance, and kill rebels during aggression and uprising in wartime. The second article authorizes the same commanders to transfer and resettle on a single basis or in mass, the people living in villages and towns who are found to be engaged in espionage or treason.

The properties owned by the Armenians subjected to immigration were protected under an order (3) dated 10 June 1915. “Commission on Abandoned Properties” comprising of a president and two members, one administrative and one financial, was established. These commissions are to determine Armenian properties in the villages and towns that are evacuated, and to keep detailed record books. One of the books is to be kept in the regional churches, one to be submitted to the regional administration, and one shall be kept by the commission. Non-durable goods and animal stock shall be auctioned and the money shall be kept. In location where a commission is not appointed, the provisions of the communiqué shall be enforced by the officers in the regions. Both the commission and the regional administrators shall be responsible for the protection of these properties until the Armenians return.

As it can be understood from the law dated 27 May 1915 and order dated 10 June 1915, the immigration implementation initiated by Talat Pasha and approved by the Parliament covers “the regions that threaten the security of the front directly”. The first of these regions includes the vicinities of Erzurum, Van and Bitlis, which constitute the background of Caucasian and Iranian fronts. The second region is provinces of Mersin-Iskenderun, which constitute the background of the Sinae front. Because, in these regions, Armenians were collaborating with the enemy and were engaged in activities facilitating the landing of the enemy forces.

However, the law regarding “the measures implemented by the military against those opposing the government implementations at wartime” is an authorizing law intended to protect the state and its legal order. One of the most important characteristics of this law is that “not a name of any ethnic group or community was mentioned nor even suggested in the text of the law”. The Ottoman citizens of Moslem, Greek and Armenian origin covered under this law were subjected to immigrate from their own place and resettle elsewhere. To regard this law as being directed against one particular ethnic group is an indication of a lack of information, or else, intentional behavior... (4)

REFERENCE:
Halacoglu, Prof. Dr. Yusuf, Ermeni Tehcirine Dair Gerekceler — Realities on the Armenian Immigration — (1915), TTK Publication, Ankara 2001.

FOOTNOTES:
1) Bayur, ibid., III/3, p.40; Gürün, ibid., 214.
2) Takvim-i Vekayi’, 18 Recep 1333/19 May 1331, 7th year, no:2189; Y.H. Bayur, ibid, III/3, p.30
3) ATBD, December 1982, ibid., no:81, document 1832
4) Yildirim, Dr. Hüsamettin, Ermeni Iddialari ve Gercekler — Armenian Claims and Realities- Ankara 2000, p. 21


YER DEĞİŞTİRME (TEHCİR) KANUNU

"Tehcir Kanunu" olarak bilinen; ve fakat Türk ordusu savaş alanında olduğu için cephe gerisinde oluşan isyan ve ayaklanmaları önleme gayesi güden "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun" 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edilmiştir(1). Kanun, 1 Haziran 1915 günü dönemin Resmi Gazetesi Takvim-i Vekayi'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir(2).

Söz konusu geçici kanunun birinci maddesi; ordu, kolordu ve fırka komutanlarına, savaş sırasında Hükümetin emirlerine, ülkenin savunulmasına ve huzurun korunmasına karşı çıkanlara, silâhlı saldırı veya direnişte bulunanlara karşı derhal askeri önlem alma, tecavüz ve direniş sırasında isyancıları yok etme yetkisi vermektedir. İkinci madde ise aynı komutanlara, casusluk ve vatana ihanet ettikleri anlaşılan köy ve kasaba halkını, tek tek veya toplu halde başka yerlere sevk ve iskân ettirme yetkisi vermektedir.

10 Haziran 1915 tarihinde yayımlanan bir emir yazısı (3) ile de, göçe tabi tutulan Ermenilerin malları koruma altına alınmıştır. Bir başkan ile, biri idari diğeri de maliyeci olmak üzere iki üyeden oluşan "Terkedilmiş Mallar Komisyonu" kurulmuştur. Bu komisyonlar, boşaltılan köy ve kasabalardaki Ermenilere ait malları tespit edecek, ayrıntılı defterlerini tutacaktır. Defterlerden biri bölgesel kiliselerde korunacak, biri bölge yönetimine verilecek, biri de komisyonda kalacaktır. Bozulabilir eşya ile hayvanlar açık arttırma ile satılacak ve parası korunacaktır. Komisyon gönderilmeyen yerlerde, bildiri hükümlerini bölgelerdeki görevliler yerine getirecektir. Bu malların Ermeniler dönünceye kadar korunmasından hem komisyon, hem de bölge yöneticileri sorumlu olacaktır.

27 Mayıs 1915 tarihli kanun ve 10 Haziran 1915 tarihli emir yazılarından da anlaşılacağı gibi, Talat Paşa'nın başlattığı ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme uygulaması, "doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgeleri" kapsamaktadır. Bunlardan birincisi Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolaylarıdır. İkincisi ise Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Çünkü Ermeniler bu bölgelerde düşmanla işbirliği yapmakta ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmaktaydılar.

Bununla birlikte; "savaş halinde devlet yönetimine karşı gelenler için askeri birliklerce alınacak önlemleri" içeren kanun, tamamen devleti ve kanun düzenini korumaya yönelik bir yetki kanunudur. En önemli özelliklerinden biri ise; "kanun metninde herhangi bir etnik grup veya zümrenin adından söz edilmemiş ve hatta ima dahi edilmemiş" olmasıdır. Kanun kapsamına giren Müslüman, Rum ve Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşları yerlerinden başka yerlere göç ettirilerek yerleştirmeye tabi tutulmuştur. Kanunu, tek bir halka yöneltilmiş olarak görmek, ya bilgi eksikliğinin göstergesidir, ya da kasıtlı davranmanın(4)...

KAYNAK:
Halaçoğlu, Prof. Dr. Yusuf, Ermeni Tehcirine Dair Gerçekler (1915), TTK Yayını, Ankara 2001.

DİPNOTLAR
1) Bayur, Aynı eser, III/3, s.40; Gürün, Aynı eser, 214.
2) Takvîm-i Vekãyi', 18 Receb 1333 / 19 Mayıs 1331, 7. sene, nr. 2189; Y. H. Bayur, Aynı eser, III/3, s. 40
3) ATBD, Aralık 1982, sayı 81, belge 1832.
4) Yıldırım, Dr. Hüsamettin, Ermeni İddiaları ve Gerçekler, Ankara, 2000, sh. 21

Hiç yorum yok: